Kadinlarla Sağlık, Zayiflama

Archive for the ‘Sağlık’ Category

Regl döneminde çekilen sancılar her bayanın ortak problemlerinden biris olmaktadır. Fakat alacağınız bazı tedbirlerle adet sancısını en aza indirebilir, sağlıklı ve acısız bir adet dönemi yaşamanız muhtemeldir.

Kadınların en büyük sorunlarından biri olan regl sancılarını yenmek için ne yapmalı?
Kadınların her ay düzenli olarak regl sancılarıyla baş etmek zorunda olmaları yalnızca fiziksel olarak değil ruhsal olarak da sorunları beraberinde getiriyor. Çoğu zaman ağrılarla baş etmek zorunda olmak sosyal yaşamı da olumsuz yönde etkiliyor. Peki, regl sancıları ile yaşamaya mahkum musunuz? Konuyla ilgili olarak Prof. Dr. İsmail Çepni’nin verdiği bilgiler şöyle:

Regl sancısı bir sağlık sorunu mudur?

Regl döneminin ağrılı geçmesi ‘dismenore’ olarak adlandırılır. Yumurtlamanın oluştuğu Regl düzeninin başlaması ile yaklaşık 17-18′inci yaşlarda dismenore de başlar. Ortalama olarak üreme çağındaki, yani kendiliğinden regl görebilen kadınların yüzde 40-60′ı ağrılı dönem yaşar. Bu, genç yaşlarda daha fazladır. Batı ülkelerinde yapılan çalışmalarda 19 yaş civarındakilerin yüzde 75′inin ağrılı regl gördüğü belirlenmiştir. Bunların yüzde 17′si okula gidemeyecek kadar ızdırap çeker. Yarısı çok ciddi ağrılar hisseder. Yaş ile birlikte sıklık azalır ve 40 yaşından sonra ciddi oranda düşer. Bütün bu veriler dismenorenin çok ciddi sağlık sorunu olduğunun ispatıdır.

Erkekler anal yolla uyarılmaktan büyük zevk duyarlar, nedeni ise anüs bölgesi hem bayanda hemde erkekte en verimli erekte bölgelerinden birisidir.

Ve nasıl bazı bayanlar anal yolla uyarılmaktan zevk alıyorsa,bu konu erkekler içinde aynıdır, ancak erkekler eş cinsel olduklarını düşünme kaygısıyla pek bu yola başvurmazlar her iki kişide istiyorsa birbirlerini anal yolla uyarmalarında sakınca bulunmamaktadır.

Beklenmeyeni yapın:

İlişkinizdeki monotonluğu ortadan kaldıracak tek şey şaşırtıcı bir şeyler yapmaktır. Küçük sürprizler, şaşırtıcı dokunuşlar…

Romantizmi arttırın:

Sevgilinizle birlikte güzel bir gece geçirmeyi planları yaparken bazı detayları da sakın ihmal etmeyin. Yakılan birkaç mum, odaya yayılan hoş bir koku ve hafifçe çalan romantik bir müzik romantizmin doruğa ulaşmasında en büyük yardımcılarınız olacak. Böylece partnerizini baştan çıkarmanız da çok kolaylaşacak.

Rahat ama seksi giyinin:

Kendinizi seksi hissetmeniz için öncelikle rahat olmanız gerekli. Eğer vücudunuzun herhangi bir bölümüyle ilgili rahatsızlık duyuyorsanız uygun iç çamaşırlarıyla bu kusuru kolaylıkla saklayabilirsiniz. Güven afrodizyak gibidir ve yatak odasında ne kadar iyi görünürseniz o kadar güzel bir gece geçirirsiniz.

Partnerinizin ne istediğini düşünün:

Seks hayatınızda yeni bir adım atmak istiyorsanız partnerinizi memnun etmek için zaman harcayın. İlişki sırasında kulağına hoş şeyler fısıldayın.

Sadece kendi isteklerinize yoğunlaşın:

Onlara ne istediğinizi söyleyin. İster inanın ister inanmayın ama erkekler sizi neyin harekete geçirdiğini bilmek ister. Hatta buna önem verirler. Sizi mumnun etmekten gurur duyarlar. Asıl önemli olanın ikinizin de mutlu olması gerektiğini unutmayın ve bunun için çaba sarfedin.

Yeni bir yer deneyin:

Mekan değişikliği yaparak seks hayatınıza biraz yenilik ve heyecan katabilirsiniz. Bir otel odası kiralayın, başka bir odayı deneyin ya da hiç akla gelmeyecek yerler seçin… Unutmayın seçeneklerin sonu yoktur.

Duygularınızı saklamayın:

Cosmotürk’ün haberine göre, kendinizi ve duygularınızı açığa vurmaktan sakın korkmayın ve bu kouda mümkün olduğunca kendinizi özgür hissedin. Nasıl hissettiğinizi dile getirin ve hoşlandığınız şeyleri yapmaktan asla çekinmeyin.

Konuşmadan harekete geçin:

Sessizlik kimi zaman heyecanlandırıcı olabilir. Bu fikir özellikle partneriniz eve geldiği anda hiç konuşmadan onu çekip birlikte olduğunuz zaman işe yarayabilir.

Her dokunuş önemlidir:

Seksten aldığınız keyfi arttırmak istiyorsanız yeni pozisyonlar denemelisiniz. Bu tabii ki alıştığınız ve hoşunuza gidenleri unutmanız anlamına gelmiyor ama denemekten de korkmayın. Böylece rutinden kurtulmuş olacaksınız. Aldığınız zevki görünce emin olun siz de çok şaşıracaksınız.

İyi bir cinsel yaşam için partnerinizle seksi açıkça konuşun:

Mutlaka ama mutlaka fantezi kurun. Bu sizi farklı boyutlara taşıyacaktır.

Ofiste tüm gün masabaşı iş yapıyorsanız bir çok hastalıkla karşı karşıya olmanız muhtemeli var demektir.  Ofiste yapacağınız bazı egzersizlerle ofis hastalıklarından korunmanızı sağlayacaktır.

Hareketsizlik nedeniyle kan dolaşımından, bağırsak tembelliğine, omurga ve kas rahatsızlıklarından fıtık, kireçlenme ve obeziteye kadar pek çok rahatsızlığın görülebileceğine işaret eden Samsun Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Hastanesi Başhekimi Dr. Cevdet Şahin, ofis ortamında çalışanlara “ayağa kalkın” uyarısında bulundu.

Bilgisayar karşısında çalışırken zaman zaman ara verilerek hareket edilmesini öneren Şahin, yapılacak basit egzersizlerin ofis ortamında hareketsiz kalmaktan kaynaklanan hastalıkların önüne geçeceğini vurguladı.

Hareketsizlik ruh sağlığını da olumsuz etkiliyor

En yaygın görülen rahatsızlıklardan biri baş ağrısı olarak bilinmektedir. Bazen baş ağrıları dayanılmacak kadar şiddetlenebilir. Eğer sizlerde baş ağrılarınızdan şikayet ediyorsanız bu makalemizdeki yöntemlerden yardım alabileceğinizi belirterek konumuza geçmek istiyorum.

Uzmanlar Türk kadınlarının yüzde 80′inin baş ağrısı çektiğini söylerken, “Erkekler streslerini boşaltmada daha şanslıdırlar. Gün içersinde çok farklı fiziki mekânlarda bulunurlar. Ve fiziki koşullara daha dirençli.

Ev hanımları bu deşarj kaynaklarının hangisine sahip? Ev işleri, yemek gibi günlük aktiviteler zorunludur.

Sofrada tadına bakmadan yiyeceklere tuz eklemenin, yemekleri çok sıcak ve hızlı yemenin mide kanseri riskini artırdığı belirlendi.

Tıbbi Onkoloji Derneği İkinci Başkanı Şuayip Yalçın’ın Antalya Belek’te düzenlenen 3. Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde sunduğu araştırma, mide kanseri ve beslenme alışkanlıklarıyla ilgili ilginç sonuçlar ortaya koydu.

Mide kanseri tanısı konmuş yetişkin bireylerin yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının değerlendirilmesi amacıyla yapılan araştırma kapsamında, mide kanseri tanısı konulmuş 106 kişiden oluşan çalışma grubu ve aynı sayıda kontrol grubuyla görüşüldü.

Hastaların yüzde 55.7′sinin tanı konulmadan önce mide hastası olduğu saptandı.

Bu kişilerin yarısında yüzde 50.9′unda gastrit, yüzde 44.1′inde de ülser olduğu belirlendi. Araştırmada, çok hızlı yemenin mide kanseri riskini 5,4 kat, yemekleri çok sıcak yemenin 3,3 kat artırdığı, yemeklerin tuzlu yenilmesinin, tuzsuz yenilmesine oranla mide kanseri riskini anlamlı derecede yükselttiği ve sofrada tadına bakmadan yiyeceklere tuz eklemenin de mide kanseri riskini 4,2 kat artırdığı ortaya çıktı.

Mide kanseri riskini neler azaltıyor

Araştırma sonuçlarına göre, gün aşırı tuzlu ayran tüketenler, tüketmeyenlere oranla 1,8 kat daha fazla risk altında. Tuzlu tereyağını sık kullananlar, sık tüketmeyenlere oranla 1,5 kat, gün aşırı tuzlu çekirdek tüketenler de 1,3 kat daha çok risk taşıyor.

Dikkat Yeşil yapraklı sebzeler, soğan ve sarımsağı sık tüketmek mide kanseri riskini azaltıyor.
Her gün tüm öğünlerde turşu tüketmek ise mide kanseri riskini 7 kat artırıyor. Her öğün şeker tüketenler, tüketmeyenlere göre 3 kat, haftada 1-2 kez hamur tatlılarını tercih edenler, etmeyenlere göre 7,5 kat daha fazla risk taşırken, kolalı içecekler 3,4 kat, gazlı içecekler 6 kat mide kanseri riskini artırıyor.

Yoğun iş temposu bazen uykumuzdan refakat etmemizin nedeni olabiliyor Sevgili İdealdiyet.com Kullanıcılarımız. Fakat çok çalışacam derken sağlığınıza önemli zararlar verebilirsiniz. İşte az uyumanın sebep olduğu hastalıkların başlıcası :

İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Beslenme ve Diyetetik Kongresi’nden çıkan sonuçlara göre yeme bozuklukları kilofobi, diabulimia gibi psikolojik rahatsızlıklara da neden oluyor.

Avrupa’da yılda bir milyondan fazla kişi aşırı vücut ağırlığı nedeniyle hayatını kaybediyor. Aşırı kilo ve beslenme bozukluklarının insan hayatını giderek daha fazla tehdit etmesi bilim insanlarını bu alanda daha çok araştırma yapmaya zorluyor.

Dünyanın pek çok yerinde çalışmalarını sürdüren uzmanlar da bir araya gelerek bu sorun üzerine elde ettikleri bulguları paylaşmaya devam ediyor.

Depresoyunun daha çok kış aylarında ortaya çıktığına vurgu yapan uzmanlar, doğru beslenerek ve düzenli spor yaparak kış depresyonunun yenilebileceği hakkında önerilerini bizlerle paylaştılar.

Bağdat Caddesi’nde bulunan Curves Fitness, kışa sağlıklı ve spor yapma alışkanlığı
kazanmış olarak girmek isteyen kadınlara hem kısa zamanda verimli spor yapmayı öğretiyor
hem de kadınlar bilimselliği kanıtlanmış egzersiz sistemi ve kişiye özel beslenme günlüğü ile
hızlı, ve güvenli kilo veriyor.

Curves egzersiz sistemi, kadınlara kadın kadına spor yapmanın rahatlığını sunarken kasları
güçlendiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, duruş bozukluklarını düzeltiyor ve belki de en önemlisi
içinde bulunduğumuz kış aylarında vücudun mutluluk hormon akışını düzenliyor.

Kadınlar saçları beyazladığında genelde boyatmak gibi yöntemleri uygulamaya sokmaktadırlar. Lakin erkekler bu alternatiflere sıcak bakmadıkları için genellikle saç beyazlaması erkekler için bir problem sayılabilecek aşamadadır.

saç beyazlaması genellikle 30’lu yaşların ortalarında ortaya çıkan bir durumdur. Daha erken görülen beyazlıkların nedenleri mutlaka bir uzman tarafından araştırılmalı, genetik veya strese bağlı bir beyazlama değilse, dayandığı hastalık mutlaka teşhis edilmelidir.

Saç beyazlaması bir gecede ortaya çıkmayacağı gibi, tüm saçımızın beyazlaması ise dipten uca gelene kadar aylarca bir süre sonra görünecektir. Bazı saçlar erken beyazlayabilir, bu genellikle genetik bir durum olarak söylenebilir. kan şekeri düşüklüğü, gizli şeker saçların erken beyazlamasına sebep olabilir. Eğer ailenizde şeker hastalığı yaygınsa, saçlarınız beyazlamadan, periyodik olarak yükleme testini yaptırmanız ve bu hastalığa yakalanma risklerini aza indirmeniz gerekiyor.

Kış aylarında sık romatizma şikayetleriniz varsa bunun sebebi soğuk havalar olması muhtemeldir. Fizik ve Tedavi Uzmanı Dr. Fusun Sağlam, soğuk havaların romatizmayı tetiklediği konusunda uyarıları sizler için açıkladı.

Fizik ve Tedavi Uzmanı Dr. Fusun Sağlam, soğuk havanın romatizmal hastalıkları tetiklediğini söyledi.

Romatizma hastalarının kendilerine rahat hissedecekleri ortamda bulunmalarını öneren Dr. Sağlam, “Romatizma çok soğuk iklimde veya sıcak iklimde de olmaktadır. Romatizması olanlar soğuk ortamda ağrılarını daha fazla hisseder. Soğuk, sadece ağrının daha fazla hissedilmesine yol açar. Onun için bu hastalar kendilerini rahat hissedecekleri ortamı seçmeli. Ancak soğuk, nemli yerde yaşadıkları için hastalığın ilerlemediği bilinmeli. Soğuk havalarda ve nem oranının yüksek olduğu hallerde eklem içinde bulunan az miktardaki kayganlaştırıcı sıvının akışkanlığı ve dağılımı değiştiği için ağrı ve sızı olması doğaldır. Bu durum sağlıklı bireylerde de görülür, kişisel duyarlılıklar önemlidir. Ancak romatizmaya neden olmaz ve tek başına romatizma düşündürmez” dedi.

Yağmurlu havayla romatizmal hastalıkların ortaya çıkması ya da şiddetlenmesi arasında bir ilişki olmadığını kaydeden Dr. Sağlam, “Havadaki elektrik yükü değişimleri ağrı üzerinde etkili olabilir. Hastaların bir bölümü yağmurlu havayla şikayetleri arasında bağlantı kurar. Ama yağmurla şiddetlenen romatizmal hastalıklar genellikle geçicidir ve basit ağrı kesicilere yanıt verirler. Ciddi romatizmal hastalıkların ağrısı da bazen hava değişimlerinden etkilenebilir” diye konuştu.