Kadinlarla Sağlık, Zayiflama

Bir gün doğum kontrol haplarının cinsel soğukluğa neden olduğunu ve şişmanlattığını duyuyorsunuz. Ertesi gün, adet döngüsünü önlemenin kolay bir yolu olduğunu ve yumurtalık kanserini önlediğini öğreniyorsunuz…Bu çelişkili haberler ve çeşitli doğum kontrol yöntemleri arasında kafanız yeterince karışmış olmalı. İşte size doğum kontrol hapları ve diğer doğum kontrol yöntemleriyle ilgili bilinen 10 yanlış ve neden doğru olmadıkları…

1. YANLIŞ: Adet döngüsünü durdurur: Yapılan çalışmalar göstermektedir ki, kullanılan çeşitli methodların adet döngüsünü bastırmasında hiçbir tehlike yok. Bazı ilaçlar premenstrüel sendromlarını azaltır, diğerleri ise adet döngüsünü durdurur. Pensilvanya Delaware County Memorial Hastanesi kurul üyelerinden Dr. Rebecca Gould açıklıyor: ”Hormonlar rahim duvarının ince olmasını sağlıyor, yani hiçbir yeni oluşum meydana gelmiyor. Ayrıca, adet sırasında görülen semptomlar genellikle yok oluyor.Adet döngüsünün bastırılması, özellikle çok fazla kanaması olan, krampları olan ve menstrüal migreni olan kadınlarda oldukça faydalı oluyor.

2. YANLIŞ: Doğum kontrol hapları kanser riskini artırıyor: Doğum kontrol haplarını uzun süre kullanmak, gerçekte rahim kanseri ve yumurtalık kanseri riskini azaltır. Doğum kontrol hapları aynı zamanda kolon kanserini de önlüyor. Peki ya meme kanseri? Bugüne kadar yapılmış araştırmalar ne yazık ki bu konuda yetersiz kalıyor. Mayo Clinic Proceeding’de yayımlanan ve daha önce yapılan araştırmaların incelendiği bir çalışmada, doğum kontrol hapı kullananlarda bu riskin çok az bir artış gösterdiği, ancak hap kullanımının sonlandırılmasıyla birlikte bu artışın ortadan kalktığı belirtiliyor. Meme kanseri hastalarının veya daha önce meme kanseri olan kişilerin ise, hormonların kanser hücrelerini uyarabileceklerini göz önünde bulundurarak, doğum kontrol haplarını kullanmamaları gerektiği açıklanıyor.

3. YANLIŞ: Doğum kontrol hapları şişmanlatıyor veya cinsel soğukluğa neden oluyor: Çoğu kadın şişmanlamasının nedeni olarak doğum kontrol haplarını görür, ancak doğum kontrol haplarının, ani başlayan kanamalar dışında hiçbir yan etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Libido için ise, bazı çalışmalar cinsel isteğin azaldığını, bazıları ise arttığını gösteriyor.

4. YANLIŞ: Spiral kısırlığa neden oluyor: 1970’li yıllarda piyasaya sürülen bir tür spiralin, enfeksiyonlara neden olduğu ve bu nedenle kısırlığa yol açtığı düşünülüyor. Ayrıca bu vakalardan 17’si ölümle sonuçlanmıştır. Ancak günümüzde kullanılan spiraller oldukça güvenlidir. Ayrıca spiral, doğum kontrol haplarından daha etkili ve daha ucuzdur. Yan etkileri? Üç dakika kadar menstrüal kramplara benzer bir acı hissedilir, ve sonraki bir hafta kramplar ve kanama olabilir. Ayrıca genellikle spiralle beraber rahime bakteriler de yerleştiği için ilk üç hafta enfeksiyon riski oldukça yüksektir, ancak bu enfeksiyon bir antibiyotikle kolayca tedavi edilebilir.

5. YANLIŞ: Diafram doğum kontrol hapı kadar etkilidir: Serviksi tamamen kapatan ve spermisid içeren diaframlarda, risk haplara göre daha yüksektir. Vajinal doğum yapmış kadınlarda, serviks daha büyük olduğu için, %32 gibi oldukça büyük bir risk vardır, diğer kadınlarda ise bu risk yüzde 16 civarıdır. Daha iyi bir korunma için, kondomla beraber kullanılması gerekir.

6. YANLIŞ: Doğum kontrol hapları uzun süre kullanımamalıdır: Doğum kontrol haplarının kullanımına ara verdiğinizde, hamile kalma riskiniz vardır. Hapları bırakmak için tıbbi hiç bir neden yoktur. Hap kullanımını bıraktıktan sonra, hamile kalabilirsiniz. Kadınların yüzde 50’si ilk üç ay içinde hamile kalmaktadır.

7. YANLIŞ: Doğum kontrol haplarının yan etkileri ömür boyu sürer: Dr. Gould, hormonal doğum kontrol yöntemlerinin yan etkilerinin ilk üç ay içinde ortadan kalktığını belirtiyor.

8. YANLIŞ: 40 yaşın üzerinde doğum kontrol hapı kullanılmamalıdır: Doğum kontrol haplarını menopoza girinceye kadar kullanabilirsiniz. Ancak, yaşınız 35’in üzerindeyse ve sigara içiyorsanız, veya hipertansiyon yada diyabet hastasıysanız, hap kullanımıyla kalp hastalıkları ve felç riskiniz artıyorsa, sadece progesteron içeren haplardan kullanabilirsiniz.

9. YANLIŞ: Doğum kontrol haplarıyla beraber diğer haplar da alınabilir: Depresyon için kullanılan bazı ilaçlar, doğum kontrol haplarını etkisiz hale getirmektedir. Araştırmacılar, bu ilaçların, doğum kontrol hapının metabolizmasını hızlandırarak, hormonların görevlerini yapmalarını önlediğini düşünüyorlar. Bunun yanı sıra, doğum kontrol hapları antidepresanların etkilerini artırıyor.

10. YANLIŞ: Doğum kontrol hapları migreni kötüleştiriyor: Bu yanlıştır, ancak auranın eşlik ettiği migren ağrıları olan kadınlarda doğum kontrol hapları felç riskini artırıyor. Bu kişiler için östrojen içermeyen hormonal methodlar kullanılabilir

Cinselliğin şevkini arttıran cinsel arzuya libido ismini alıyor. Normal libido oranında yaşanabilen cinsel ilişkiyi, diyabetten ortaya çıkan hormonal ve psikolojik faktörler sekteye uğratıyor ya da tümüyle bireyi ilişkiden uzaklaştırabiliyor. Diyabet, hem libidoyu etkileyen hormonal değişikliklere yol açıyor hem de bireyi psikolojik olarak cinsellikten uzaklaşmasına sebep oluyor.

Her sorunun kaynağı diyabet mi?

Cinsel sorununuzun diyabetten olup olmadığını anlamak için; diyabetik hastalığı olan bir insansanız, hastalığın 5 yıllık başlangıç dönemini atlattıysanız artık bir takım komplikasyonların ortaya çıkmasını bekleyebilirsiniz. Diyabetik bir bireyin yavaş gelişen cinsel aktivite bozuklukları yaşaması normal sayılabilir.

Diyabet erkeklerde ereksiyon olamama, kadınlarda ogazm olamama ve cinsel isteksizlik gibi sonuçlar doğuruyor.

Milliyet’in haberine göre, son yıllarda, kalorili, şekerli ve yağlı yiyecek tüketiminin fazlalaşması ise diyabet hastalğının görülme sıklığını artırıyor. Bunun sonucunda ise Türkiye’de yaklaşık 5 milyon kişi diyabet hastalığıyla mücadele ediyor…

Tedavisi mümkün

Diyabetle birlikte ortaya çıkan cinsel fonksiyon bozukluklarının tedavisinde yüz güldüren sonuçlar alınabiliyor. Öncelikle temel sorunun neden kaynaklandığının teşhis edilmesi gerekiyor ve sonrasında psikolojik sorunlar psikolog yardımıyla terapiyle giderilebiliyor. Yetersiz kalan uygulamaların ardından cerrahi yollara da başvurmak mümkün!

Kadın doğum uzmanlarına düzenli olarak gitmek hem bizim hemde bebeğimizin sağlığı açısından oldukça önem arz eden durumlardan birisidir. Eğer Ankara’da yaşıyorsanız bu makalemizden Ankara kadın doğum uzmanlarının isimlerini öğrenmeniz mümkün olacaktır.

Op.Dr.Müjde KOYUNCU
Kadın Hastalıkları ve Doğum – Jinekoloji
Op.Dr.Süleyman ESERDAĞ
Kadın Hastalıkları ve Doğum – Jinekoloji
Cinsel Terapist, Hipnoterapist
Op.Dr.Kutlugül YÜKSEL
Kadın Hastalıkları ve Doğum – Jinekoloji
JİNEKOLOG- OPERATÖR
Dr.Meltem ERHAN
Kadın Hastalıkları ve Doğum – Jinekoloji
Dr.Süleyman AKARSU
Kadın Hastalıkları ve Doğum – Jinekoloji
Dr.Mümtaz YÜCE
Kadın Hastalıkları ve Doğum – Jinekoloji
Op.Dr.Müjde KOYUNCUKadın Hastalıkları ve Doğum – Jinekoloji
Op.Dr.Süleyman ESERDAĞKadın Hastalıkları ve Doğum – JinekolojiCinsel Terapist, Hipnoterapist
Op.Dr.Kutlugül YÜKSELKadın Hastalıkları ve Doğum – JinekolojiJİNEKOLOG- OPERATÖR
Dr.Meltem ERHANKadın Hastalıkları ve Doğum – Jinekoloji
Dr.Süleyman AKARSUKadın Hastalıkları ve Doğum – Jinekoloji
Dr.Mümtaz YÜCEKadın Hastalıkları ve Doğum – Jinekoloji

Regl döneminde çekilen sancılar her bayanın ortak problemlerinden biris olmaktadır. Fakat alacağınız bazı tedbirlerle adet sancısını en aza indirebilir, sağlıklı ve acısız bir adet dönemi yaşamanız muhtemeldir.

Kadınların en büyük sorunlarından biri olan regl sancılarını yenmek için ne yapmalı?
Kadınların her ay düzenli olarak regl sancılarıyla baş etmek zorunda olmaları yalnızca fiziksel olarak değil ruhsal olarak da sorunları beraberinde getiriyor. Çoğu zaman ağrılarla baş etmek zorunda olmak sosyal yaşamı da olumsuz yönde etkiliyor. Peki, regl sancıları ile yaşamaya mahkum musunuz? Konuyla ilgili olarak Prof. Dr. İsmail Çepni’nin verdiği bilgiler şöyle:

Regl sancısı bir sağlık sorunu mudur?

Regl döneminin ağrılı geçmesi ‘dismenore’ olarak adlandırılır. Yumurtlamanın oluştuğu Regl düzeninin başlaması ile yaklaşık 17-18′inci yaşlarda dismenore de başlar. Ortalama olarak üreme çağındaki, yani kendiliğinden regl görebilen kadınların yüzde 40-60′ı ağrılı dönem yaşar. Bu, genç yaşlarda daha fazladır. Batı ülkelerinde yapılan çalışmalarda 19 yaş civarındakilerin yüzde 75′inin ağrılı regl gördüğü belirlenmiştir. Bunların yüzde 17′si okula gidemeyecek kadar ızdırap çeker. Yarısı çok ciddi ağrılar hisseder. Yaş ile birlikte sıklık azalır ve 40 yaşından sonra ciddi oranda düşer. Bütün bu veriler dismenorenin çok ciddi sağlık sorunu olduğunun ispatıdır.

Erkekler anal yolla uyarılmaktan büyük zevk duyarlar, nedeni ise anüs bölgesi hem bayanda hemde erkekte en verimli erekte bölgelerinden birisidir.

Ve nasıl bazı bayanlar anal yolla uyarılmaktan zevk alıyorsa,bu konu erkekler içinde aynıdır, ancak erkekler eş cinsel olduklarını düşünme kaygısıyla pek bu yola başvurmazlar her iki kişide istiyorsa birbirlerini anal yolla uyarmalarında sakınca bulunmamaktadır.

Beklenmeyeni yapın:

İlişkinizdeki monotonluğu ortadan kaldıracak tek şey şaşırtıcı bir şeyler yapmaktır. Küçük sürprizler, şaşırtıcı dokunuşlar…

Romantizmi arttırın:

Sevgilinizle birlikte güzel bir gece geçirmeyi planları yaparken bazı detayları da sakın ihmal etmeyin. Yakılan birkaç mum, odaya yayılan hoş bir koku ve hafifçe çalan romantik bir müzik romantizmin doruğa ulaşmasında en büyük yardımcılarınız olacak. Böylece partnerizini baştan çıkarmanız da çok kolaylaşacak.

Rahat ama seksi giyinin:

Kendinizi seksi hissetmeniz için öncelikle rahat olmanız gerekli. Eğer vücudunuzun herhangi bir bölümüyle ilgili rahatsızlık duyuyorsanız uygun iç çamaşırlarıyla bu kusuru kolaylıkla saklayabilirsiniz. Güven afrodizyak gibidir ve yatak odasında ne kadar iyi görünürseniz o kadar güzel bir gece geçirirsiniz.

Partnerinizin ne istediğini düşünün:

Seks hayatınızda yeni bir adım atmak istiyorsanız partnerinizi memnun etmek için zaman harcayın. İlişki sırasında kulağına hoş şeyler fısıldayın.

Sadece kendi isteklerinize yoğunlaşın:

Onlara ne istediğinizi söyleyin. İster inanın ister inanmayın ama erkekler sizi neyin harekete geçirdiğini bilmek ister. Hatta buna önem verirler. Sizi mumnun etmekten gurur duyarlar. Asıl önemli olanın ikinizin de mutlu olması gerektiğini unutmayın ve bunun için çaba sarfedin.

Yeni bir yer deneyin:

Mekan değişikliği yaparak seks hayatınıza biraz yenilik ve heyecan katabilirsiniz. Bir otel odası kiralayın, başka bir odayı deneyin ya da hiç akla gelmeyecek yerler seçin… Unutmayın seçeneklerin sonu yoktur.

Duygularınızı saklamayın:

Cosmotürk’ün haberine göre, kendinizi ve duygularınızı açığa vurmaktan sakın korkmayın ve bu kouda mümkün olduğunca kendinizi özgür hissedin. Nasıl hissettiğinizi dile getirin ve hoşlandığınız şeyleri yapmaktan asla çekinmeyin.

Konuşmadan harekete geçin:

Sessizlik kimi zaman heyecanlandırıcı olabilir. Bu fikir özellikle partneriniz eve geldiği anda hiç konuşmadan onu çekip birlikte olduğunuz zaman işe yarayabilir.

Her dokunuş önemlidir:

Seksten aldığınız keyfi arttırmak istiyorsanız yeni pozisyonlar denemelisiniz. Bu tabii ki alıştığınız ve hoşunuza gidenleri unutmanız anlamına gelmiyor ama denemekten de korkmayın. Böylece rutinden kurtulmuş olacaksınız. Aldığınız zevki görünce emin olun siz de çok şaşıracaksınız.

İyi bir cinsel yaşam için partnerinizle seksi açıkça konuşun:

Mutlaka ama mutlaka fantezi kurun. Bu sizi farklı boyutlara taşıyacaktır.

Kadınlarda yaşla birlikte cinsel istekte değişimler görülmesi muhtemeldir.. Azalmış ilgi ve zevk, bu değişim ile ilgili iki kritik öğe olmaktadır.. Hormon seviyenizdeki bu dalgalanmalarda, doğrudan cinsel hayatınızı etkileyen çok özel bir zihin-beden bağlantısı olduğunu anlamanız gerekebilir. Bu durum, günlük hayatınızda ne denli endişeli, üzüntülü ve stresli olduğunuzla ilgilidir. Hayatınızı nasıl algılarsanız, cinsel ilginiz o kadar etki altına girebilir.

Bu nasıl olur?

Bir kadın, hayatının herhangi bir yönünün kontrolü dışında olduğunu hissettiğinde, kendini çaresiz, umutsuz ve mağlup hissedebilir. Hayvanlar üzerindeki araştırmada, memeliler yenilgi reaksiyonlarında, seks hormon düzeylerinde değişiklik göstermiştir.

Özellikle dişilerde östrojen seviyesi düşer ve doğurganlık azalır. Kadınlar ayrıca, yumurtalıklarından testesteron salgılar. Testesteron kadın ve erkek tarafından salgılanan cinsel istekle ilgili bir hormondur. Yeterli testesteron seviyeleri temel cinsel işlevi ve yeteneği için kesinlikle gereklidir.

Yenilgi tepkisi, testesteron ve östrojen seviyesini düşürür ve ciddi bir biçimde doğurganlığı ve cinselliği etkiler. Sonuç olarak, yaşamdan alınan hazda zamanla azalma görülür ve kişi mutsuzlaşır, eşle olan samimi ilişkiler zedelenir, cinsel zorluklar sağlık ve esenlik duygusunu bozar.

Bu cinsellik sorunu oldukça yaygındır. Araştırmalara göre, cinsel işlev bozukluğu, 18-59 yaş arası erkeklerde %10-%52, kadınlarda %25-%63 oranındadır. Kadınlarda cinsel sorunlar, fiziki ve duygusal tatmin eksikliğinden kaynaklanır, güçlü ve pozitif ilişkiye ihtiyaçları vardır. Böylece mutluluk duyguları artacaktır. Her iki cinste de sorunlar strese dayalıdır.

Eşinizle oturun ve bir takvim hazırlayın. Ne zaman ne yapacağınızı planlayın ve uygulayın. Gezi, eş dost ziyareti gibi şeyleri planlayın ve birlikte yapın. İletişim üzerinde çalışın. İnsanlarla aranızı iyi tutun. Yatak odanızı stresten arındırın. Tek fiziksel bağlantı seks değildir. İyi seks de her zaman cinsel ilişki anlamına gelmez. Eşinizle birlikte kendinize zaman ayırın ve odanızda açık renkler kullanmaya bakın.

Selülit belasından benim gibi sizde mi çekiyorsunuz ? Çok para harcamanıza rağmen bir türlü bu illetten kurtulamadınız mı ? O zaman bu soruların cevabı, masrafsız ev tedavisine gelin hep beraber bir göz atalım, Sevgili Hanımlar..

Selülit cildinize portakal kabuğu görüntüsü veren bir cilt durumudur. Bu görüntünün nedeni selülit oluşan bölgelerdeki yağ hücrelerin hızlı bir şekilde büyümesi ve cildin altındaki dokuda yayılma göstermesidir. Kadınlarda selülit erkeklere oranla daha sık gözlemlenir. Erkeklerde kolojen paternleri kadınlara oranla daha sıkıdır ve bu sayede erkelerin cildi daha serttir. Böylelikle erkeklerde selülit problemi kadınlardaki kadar ciddi boyutlarda gerçekleşmez.

İşte Evde Selülitlerinizden Kurtulmanın Yöntemleri

Beslenme: Selülit bir cilt problemi olsa dahi beslenme ile yakından ilişkilidir. Eğer fazla kilolarınız varsa diyetinizi tekrar gözden geçirmeniz gerekebilir. Selülit tedavisinin en önemli iki amacı yağ hücrelerini küçültmek ve kolojen üretimini arttırmaktır.

Temizleme: Cildinizi temizlerken selülitli bölgelere masaj yapın. İlk olarak dairesel hareketlerle daha sonra aşağı yukarı hareketlerle masaj uygulayın. Bu sayede kan dolaşımınız hızlanır ve bu selülitli bölgelerde ödem oluşumu azalır.

Diğer Tedavi Yöntemleri

Kuru Cilt Frıçalama: Her gün sabah akşam olmak üzere en az iki kere cildinizi ıslatmadan özel vücut fırçaları ile fırçalayın. Bu yöntem sayesinde cildinizdeki kolojen maddesi harekete geçer ve selülit oluşumunu azaltmaya yardımcı olur. Kuru cilt fırçalama cilt için oldukça faydalıdır ve aynı zamanda varislere de iyi gelir.

Hormonlar: Selülit oluşumu doğum kontrol hapları ve hormon tedavileri ile artış gösterir. Aşırı östrojen ve doğum kontrol hapları vücuttaki yağ dokusunu genişletir ve selülite neden olur.

Egzersiz: Düzenli egzersiz sadece selülitleri azaltmakla kalmaz aynı zamanda selülit oluşumuna neden olan yağ dokularını da azaltır.

Çamur Tedavileri: Bir güzellik merkezinde veya evde kendinizin uygulayacağı çamur tedavileri selülit oluşumunu azaltmaya yardımcı olur. Çamur tedavileri bazı mineral ve bitkileri içerir ve bu sayede yağ hücrelerinin küçülmesini sağlar.
Masaj: Özellikle lenf akışını sağlamaya yardımcı masajlar selülit görünümünden kurtulmanıza katkıda bulunur. Ayrıca masaj sayesinde metabolik atıklar vücuttan atılır ve cilt daha yumuşak ve pürüzsüz bir görüntüye sahip olur.

Selülit Tedavisinde Etkili Maddeler

Alfalfa: Alfalfa vücudun sıvı dengesini korumasına yardımcı olan doğal bir idrar sökücüdür.

Hodan Yağı: Hodan yağı yüksek miktarda gama linoleik asit içerir. Bu yağ asidi hücre duvarlarını güçlendirir.

Bromelayin: Bromelayin doğal gıdalarda bulunan doğal bir enzimdir ve proteinlerin sinidirilmesine yardımcı olur. Kan dolaşımını hızlandıran bromelayin cildin yenilenmesine katkıda bulunur.

Atkuyruğu: Bu bitki yüksek miktarda silisyon minerali içerir ve cilt hücrelerinin tamir edilmesine yardımcı olur.

Elma Sirkesi: Elma sirkesi içerdiği enzimlerle ve dengeleyici pH değeri ile cildin yenilenmesine yardımcı olur. Ayrıca elma sirkesinde bulunan potasyum vücudun dengesini korur.

Yeşi Çay: Yeşil çay kafein ve güçlü antioksidanları içerir ve cilt hücrelerini tamir eder.

Japon Eriği: Japon eriği doğal kan incelticidir ve yağ hücrelerinin azalmasına katkıda bulunur.

Malzemeler

250-300 gr orta yağlı kıyma
1 su bardağı pirinç
2 adet rendelenmiş domates
3 orta boy soğan
½ demet taze nane
½ demet maydanoz
1 çorba kaşığı ev biber salçası
Yarım çay bardağı sıvı yağ
Karabiber
Tuz
60-70 adet taze veya salamura yaprak(büyüklüğüne göre sayı değişebilir)

Servis için :
Süzme yoğurt
Ezilmiş sarımsak
Tereyağ
Pulbiber(arzuya göre acı)

Hazırlanışı

Yaprağınız salamura ise sıcak suda kaynatıp bekleterek tuzundan arındırın, taze ise kaynattığınız sıcak suya atıp 3-4 dk bekleterek yumuşamasını sağlayın…
Kıymamızı iç hazırlayacağız kaba alalım,domateslerimiz rendeleyelim, pirinci yıkayıp ekleyelim.Yemeklik ince doğranmış soğanı ,ince kıyılmış yeşilliğimizi,salçamızı, tuz karabiberimiz ve en son yağımızı ekleyelim.Elimizle karıştıralım.
Soğumuş yaprakların saplarını keselim.Tenceremizin dibinde kullanmak üzere ayıralım. Yapraklarımızı parlak yüzü alta gelecek ve sap kısmı bize bakacak şekilde tabağımıza yerleştirelim.İçimizi arzu ettiğimiz kadar koyalım ve yayalım.Önce yaprağımızın bize yakın olan kısmını malzemenin üstüne kapatalım ardından yan kısımlarını da kapatarak yaprağımız çok sıkı olmamak kaydıyla saralım.(pirinç şişme payı)

Bazı tariflerde yaprak sarmasının serçe parmağı inceliğinde sarılması önerilir,ancak bu sarma kalınlığında bolca yaprak yersiniz…Biraz dolgun sarma içiyle göz doldurur..Tercih sizin…

Sapları tencere dibine yayalım,sarmalarımızı tenceremize sıralı şekilde dizelim.Üzerine 2 bardak kadar sıcak suyumuzu ekleyelimBir porselen tabak kapatıp ,25-30 dk pişmeye bırakalım.Yemeğimizi dinlendirelim.

Sos için:

Süzme yoğurdu su ile yumuşatın,ezilmiş sarımsak ve tuz ekleyin.Tereyağını ateşte hafif kızdırın ,pulbiber atıp altını kapatın.

Sarmalarınızı tabağınıza alın,yoğurt ve tereyağlı pulbiberle servis yapın.

Afiyet olsun

Not:Tencere dibine ekleyeceğiz özellikle taze yaprak sapları ,yemeğinize pişme esnasında ekşilik verecektir.Lütfen ekleyin..
Tencere dibine eklediğiniz 3-4 kalem pirzola,sarmaların suyu ve tadıyla pişebildiği gibi,sunumda tencere bir servis tabağına ters çevrilerek ortaya getirilir.

Malzemeler

1 çay bardağı arpa şehriye
1 adet kırmızı biber
1 adet yeşil biber
1-2 adet rendelenmiş domates,
1 tatlı kaşığı salça
1 su bardağı rendelenmiş patates (2 adet orta boy patates)
7-8 su bardağı su
3 çorba kaşığı sıvı yağ
Tuz, maydanoz
Tercihe göre 1 tablet et suyu

 

Hazırlanışı

– Kırmızı ve yeşil biberi küçük küçük doğrayıp sıvıyağda hafifçe kavurun.
– Üzerine rendelenmiş domates ve salçayı ilave edin, bir iki karıştırdıktan sonra suyunu ekleyin.
– Su kaynayınca rendelenmiş patates, arpa şehriye, et suyu tableti ve tuzunu ilave edin.
– Çorba kaynamaya başlayınca ocağı kısık ateşe alın ve şehriyeler yumuşayana kadar pişirin.
– Çorbayı ocaktan almaya yakın kıyılmış maydanoz ilave edin. Sıcak olarak servis yapın.

Not: Dileyen çorbayı içerken üzerine limon sıkabilir.